Emirhan Durmaz
İZMİR- 2021 yılında imzalanan ÇEDES (Çevreye Duyarlıyım, Değerlerimi Korurum) Protokolü, kapsamı ve sınırları genişletilerek 2022-2023 eğitim öğretim yılının bitimine günler kala uygulamaya konulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokol sonucunda okullarda ‘manevi danışman’ olarak atanan imamlar, vaizler ve Kuran kursu öğretmenleri, ‘ değerler eğitimi’ sınıfları. Proje içeriği incelendiğinde ilk olarak gezi, kamp, piknik, izcilik, müzik, sinema gibi kültürel faaliyetler ortaya çıkarken, bunu ‘edep öğretimi’, ‘hadis okumaları’, ‘kandil, teravih ve iftar buluşmaları’ takip ediyor. . , ‘bayram için cami süslemeleri’, ‘Hz. Peygamberimizin hayatı ve önemli şahsiyetlerin hayatlarından kesitler.”
Türkiye’nin dört bir yanında eğitimciler, akademisyenler, meslek kuruluşları ve aile dernekleri projeye tepkilerini dile getirirken, Eğitim-Sen, “protokolün iptali ve yürütmenin durdurulması” talebiyle Danıştay’a dava açtı. Uygulamaya yönelik toplumsal eğilimleri de merak ettik ve İzmirli velilerle ÇEDES Protokolü hakkında konuştuk.
‘AŞIRI BİR UYGULAMA OLARAK GÖRMÜYORUM’
Birçok veli projeden ve içeriğinden haberdar olmadığını belirterek fikir beyan etmekten kaçındı. Proje hakkında fikrini sorduğumuz 34 yaşındaki veli Ayfer, ÇEDES’i daha önce hiç duymadığını söyledi. Kendisine projeyi ve içeriğini resmi kaynakların verdiği şekliyle anlattıktan sonra, “Öncelikle ben AKP seçmeni değilim. Uyguladıkları politikaların birçoğunu doğru bulmuyorum. Ancak projeyi uç bir uygulama olarak görmedim. Özellikle kültürel faaliyetler kısmı çocuklar için oldukça sosyalleştirici ve motive edici olabilir. Ancak dini ve manevi bedeller vermek benim için sorun değil. Kendi çocuğumun bu maliyetlerle büyümesini isterim. Ancak Türkiye çok yönlü bir toplum. Çocuklarının bu değerlerle büyümesini istemeyen ya da bu masrafların kendilerine verilmesini yanlış bulmayacak aileler olabilir. O yüzden bu projenin bir dayatma mı olduğu yoksa isteyen herkese uygulanıp uygulanmayacağı sorusu benim açımdan değerli” dedi.
“DEĞERLERİNE SAHİP HERKES PROJEYİ SAVUNMALIDIR”
Projeyle ilgili görüşlerini aldığımız bir diğer veli Zeynep Hanım projeyle ilgili ‘hatta geç kalındı’ diyerek, “Yani gençlerin durumu ortada. Maalesef ne edep kaldı ne de ahlak. Çocuklar ve gençler dinden ve manevi değerlerden ne kadar uzaklaşırlarsa o kadar yoldan çıkarlar. Bu nedenle gençlere en doğru yolu göstermek gerekiyor. Onlara İslam’ı yeniden tanıtmak lazım. Karşı çıkanlar, yaygara koparanlar neye karşıdır anlamıyorum. Bu projeye ancak din düşmanları karşı çıkabilir. Bedel ve dine bağlı olan herkes projeye sahip çıkmalıdır. Düşünüp harekete geçenlerden Allah razı olsun, başka bir şey söylemiyorum.”
‘DEĞERLERİMİZİ ÖĞRETİYORUZ, BIRAKIN ONLAR BİLİM ÖĞRETSİN’
ÇEDES hakkında ne düşündüğünü sorduğumuzda Sevilay Hanım tıpkı Ayfer Hanım gibi uygulamadan haberi olmadığını söyledi. İçeriği aktardığımızda tepki gösteren Sevilay, “Böyle bir proje olmadan 16 yıl okuduk, hepimiz mezun olduk. Dinsiz mi olduk, ahlaksız mı olduk? Bence hükümetin en büyük sorunu bu. Değerleri, dini, vatanı kendi bünyesine alma durumu çok sınır bozucu. Kendi çocuklarımıza dinimizi ve değerlerimizi öğretiyoruz. İlim ve hikmet öğretsinler. Başımıza her ne geliyorsa bilimden uzak kalmaktan geliyor, yine akıllanmış değiller. Ülkenin bilim adamlarına ve aydınlara ihtiyacı var. Öte yandan okul pahasına okula imam atarsanız yarın deprem olsa da selam vermek zorunda kalırsınız.”
